11 Eylül 2010 Cumartesi

İsveçte ilk 1 hafta

Bundan tam bir hafta önce İsveç' e geldim. Hem yüksek lisans, hem de işimde kendimi geliştirmek, daha güzel fırsatlar yakalayabilmek için. İlk önce havanın soğukluğu çarptı yüzüme. Daha sonrasında etrafımda sanat eseri gibi gezen güzel kızlar:))

Öylesine bir düzen kurmuşlar ki, kimsenin göz koymadığı bu topraklarda. Eğer ki biz yapabilseydik burada yapılanları, dünyada cenneti kurmuş olurduk muhtemelen. Ne yazık ki elimizde olan güzelliklerin değerini göremediğimizin kanıtı bu ülke.

Yeni bir ülkeye taşınmak bir çok açıdan çok garip. Yeni bir kültür, yeni kanunlar, yeni insanlar, vs. vs. Ne olursa olsun insan zaman içinde alışmaya başlıyor. Arkadaşlıklar kuruldukça yanlızlık hissi ve çeşitli korkular azalıyor. Bir de insanın yaşam şeklinde ciddi değişiklikler olmaya başlıyor.


Yeni oyuna tıklamak:)

Orda bir yeni oyun düğmesi var. Her zaman, her yerde...

Tıklamaktan korkmamak, çekinmemek lazım. Büyüklerimizden biri demiş ki "hayatının alt üst olmasından korkma. Nerden biliyorsun hayatın altının üstünden daha güzel olmadığını." Aynı onun gibi bişey. Yeni oyun bilinmezlikler, yeni mücadeleler ve zorluklar demek. Ama her bir zorluk aşıldığında insan kendine olan güvenini tazeliyor. "Ben yapabiliyorum" la başlayıp "yaptım" larla devam ediyor hayata.

Değmez mi bunları diyebilmek bir çok zorluğa?